9 asırdır çürümeyen beden

“1116 YILINDAN BU YANA GELEN BİR GELENEK”
Geçtiğimiz yıl türbede yeni bir dizayna gidildiğini aktaran Sofuoğlu, “Bununla birlikte türbede dizayn bakımından Kastamonu’da en güzel mekanlardan biri haline geldi. Fakat restorasyon çalışmalarının hemen akabinde zatların toprağa defnedilmesi gündeme geldi. Daha öncesinden Aşıklı Sultan’ın yattığı sandukanın ayak kısmında camekan içerisinde zatın çürümeyen ayak kısmı görülebiliniyordu. Fakat ayaklarının görünme kısmının teşhir konumuna geleceği ve dinimize uygun halde toprağa defnedilmesi gündeme geldi. Bunun ise, bir doktorumuzun facebook ta yazı yazması üzerine ortaya çıktığını öğrendik. Bunun üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzden, dernek başkanı olarak beni çağırdılar ve bana ‘ne yapmamız’ gerektiği yönünde soru sordular. Aşıklı Sultan, 1116 yılından bu yana bu şekilde geldi. Biz, 1116 yılından bu yana olan bir hadiseyi bugün değiştirmenin yanlış olacağına inanıyoruz. Kaldı ki, bizim burası Etnografya Müzesi değil. Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, türbeye yaklaşık 300 metre uzaklıkta Bediüzzaman Said Nursi hazretleri kaldı. Yaklaşık 7 yıl boyunca Kastamonu’da bulundu. Bunun dışında Kastamonu’nun yetiştirdiği büyüt zatlardan Mehmet Feyzi Efendi’nin de türbeyi ziyaret ettiği biliniyor. Bütün bu büyük zatların da Aşıklı Sultan Türbesine gelerek camekandan teşhir edilen Aşıklı Sultan’ın çürümeyen ayağına baktıkları biliniyor ve bunu da iyimser karşıladıkları söyleniyor. Bunların birkaçına şahsen bende şahit olmuşumdur. Türbeyi ziyaret eden zatların, bu konuyu gerçekten çok olumlu buldukları ve olayı irşad olarak değerlendirdikleri ifade ediliyor” ifadelerini kullandı.