Aşk Yazarı Mustafa ÇİFCİ

Sanatın gücü

Aşk Yazarı Mustafa ÇİFCİ

Paranın insanları birbirine yakınlaştırma gücü vardır. Bir şeyin yakınlaştırma gücü varsa eğer bunun tam tersi de mutlaka vardır. Bu anlamda paranın insanları birbirinden uzaklaştırma etkisi de oldukça fazladır.

Sanatın gücü ise her şeyden daha çok fazladır.

Sanat; insanları, toplumları ve ülkeleri birbirine yaklaştırır.

Sanatın gücü, koskoca bir kaya parçasının fazlalıklarını atıp ortaya muhteşem görüntüler çıkaran bir güçtür. Hatta öyle ki mermerden yontularak yapılmış öyle yapıtlar vardır ki, bir fotoğraf sanırsınız…

Buradaki en büyük hassas nokta, yapılmış bir resme bakarken, bizim sevdiğimiz bir görsel ise çok güzel deriz…

Ya da bir türküyü dinlerken duyduğumuz kelimeler bize geçmişten bir şeyler anımsatıyorsa daha çok severiz.

Bu hiç şaşmayan bir kuraldır.

Genelde aşk şiirleri yazanlara dair yanlış bir algı vardır; aşka düştü şair oldu gibi büyük bir yanlış…

Oysa gerçek şudur ki, aşk şiir yazdıramaz!

Mutluluk da yazdıramaz! Mutsuzluk da! Hüzünler de, acılar da, ayrılıklar da yazdıramaz.

Bu bir bilgi yüklenmesi olayıdır.

Hüzünlerin, acıların yazdırma ya da resim yaptırma gücü olmuş olsaydı en çok aşka düşenler en meşhur şair olması gerekirdi.

Hatta dünya güzeli bir kadın ya da en yakışıklı erkekte de olsa, şair olmayan birisine asla şiir yazdıramaz.

Yazarın ve sanatçının bu anlamda derinliğini de farklıdır. Yazmak, bir resim yapmak doğum sürecine benzer. Ve hiçbir yapıtında sanatçının neleri düşünüp yaptığını, neyi ya da kimi hayal ettiğini bizler bilemeyiz. Çünkü bu bir süreçtir, bir anlamda bir yükü taşımak gibidir. Sanatçının iç dünyasında sürekli bir doluluk halinin var olması ve görünenden daha farklı bir şeyi söyleyebilme gücüdür.

Ve en çokta “kalbinde, beyninde yani içinde olanı vermekle” ilgilidir. Ve bilinmelidir ki sanatçının iç dünyası acıyla, gözyaşıyla, hasretle doludur. Bir şeyleri daha iyi yapmak gayretiyle sürekli çalışır, gelişir ve olgunlaşır. Mutlu, mutsuz olmak ve üretebilmek ayrı şeylerdir. Kendi düşüncenden, kendi duygularından oluşan düşünce eylemini boş bir kâğıda dökmek, çizmek, boyamak her baba yiğidin harcı değildir.

İnsanlar sadece yaşadıklarını anlatabilir ya da yazabilirler.

Örneğin, bilimsel makaleler, deneysel sonuçlara yönelik yazılar böyledir.

Yazarlar, şairler, ressamlar ise diğerlerinin bilmediklerini bildikleri için yazabilir, çizebilirler.

Sanat demek, duygu demektir. Bir sevgiyi, bir özlemi, bir aşkı derinden hissedeceksiniz ki, ortaya kaliteli şiirler ve yazılar çıksın. Ayrıca yaşanan derin acıların, hüzünlerin ve sevinçlerin bir sanata dönüşebilmesi için bilgi de zorunludur. Bir sanata, bir şiire can verebilmek derin bir özlemin, hasretin, acının, sevincin ve bilginin varlığı da gerekir. Bu duygulardan biri eksik olduğunda ortaya çıkan şiirde olsa, yazı da olsa bir tarafı eksik, bir tarafı yarım yamalak, bir tarafı tatsız, tuzsuz bir şey çıkar. Bu anlamda yazara, şaire, sanatçıya selamlar olsun…

Yazarın Diğer Yazıları