18 Şubat 2025 tarihinde basında bir haber. ’İntiharı Önleme Komisyonu’ toplantısının yapıldığını yazıyordu.
Muhtemelen ‘rutin’ bir toplantı ve gelecekteki önlemler görüşülüyordu. Gayet yararlı toplantı olduğuna şüphemiz yok.
Ne yazık ki bu haberi okuduğumuz gün içinde bir gencimizin üniversite yurdunun 8. katından atlayarak intihar ettiği haberini de mesaj olarak okuduğumda çok üzüldüm.
İlk ve son değildi. Üzülerek söylemek gerekir ki, intiharlar artarak devam etmektedir. Hem ilimizde, hem de ülkemizde!
Toplum adeta bir travma geçiriyor!.. Bizlere ne oluyor?! Biraz araştırınca karşımıza çıkan çok acı gerçeklerle karşılaşıyoruz. Bunu önlemenin veya minimuma indirmenin de çareleri devletimizdedir.
Gençler Arasında Artan İntihar Vakaları, sebepleri ve çözüm yolları:
Son dönemde Kastamonu’da ve Türkiye genelinde artan intihar vakaları, toplumsal olarak derinlemesine incelenmesi gereken bir mesele haline geldi. Özellikle gençler arasında yaygınlaşan intihar vakaları, yalnızca bireysel psikolojik sorunlarla açıklanamaz! Aksine ekonomik belirsizlik, gelecek kaygısı, aile içi baskılar ve sosyal yalnızlık gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan çok boyutlu üzücü ve ürkütücü bir sorundur.
İntiharın temel nedenleri:
Ekonomik kriz dönemlerinde işsizlik artar, hayat pahalılığı yükselir ve gençler iyi bir gelecek kuramayacakları endişesi taşır.
Üniversite mezunu olup iş bulamayan, ailesine bağımlı kalan veya düşük ücretle çalışan gençler için bu durum umutsuzluğa yol açabilir. Sürekli olarak ‘gelecek kaygısı’ yaşayan insanlarda depresyon ve çaresizlik duyguları yoğunlaşabilir.
Eğitim sisteminde öğrenciler üzerinde büyük bir akademik baskı oluşabilmektedir. Sınavlar, başarı beklentileri ve rekabet ortamı, öğrencileri psikolojik olarak yıpratmaktadır. Ayrıca ailelerin çocuklarından yüksek beklentileri onların hata yapmaktan korkmalarına ve yetersizlik hissine kapılmalarına neden olabilir.
Bu çağın en yararlı ve en zararlısı olan ‘sosyal medya’ gençler üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkilere sahiptir. Kusursuz hayatların(!) sergilendiği platformlarda, gençler kendi yaşamlarını yetersiz ve başarısız hissedebilir. Ayrıca, sanal dünyada geçirilen zamanın artması, yüz yüze sosyal ilişkileri zayıflatabilir ve yalnızlık hissini körükleyebilir.
Depresyon, anksiyete (kaygı-huzursuzluk) travma sonrası stres bozukluğu gibi ruh sağlığı sorunları, intihar eğiliminin en büyük psikolojik nedenlerinden biridir. Ne yazık ki;
birçok genç ruhsal sıkıntılar yaşadığında destek aramak yerine içine kapanmayı tercih edebiliyor.
Bir diğer neden de, aile içi çatışmalar, şiddet, ihmal veya ebeveynlerin aşırı otoriter ya da ilgisiz olması, gençlerin kendilerini yalnız ve değersiz hissetmesine neden olabilir.
Ayrıca zorbalık, dışlanma veya kötü muamele gören gençler için bu durum ağır bir psikolojik yük haline gelebilir.
Çözüm Yolları ve Önleyici tedbirler:
İntiharların önlenmesi için bireysel, ailevi ve toplumsal düzeyde çeşitli önlemler alınmalıdır. Ücretsiz ve erişilebilir psikolojik destek hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. Okullarda, üniversitelerde kamuda psikolojik danışmanlık birimleri daha aktif hale getirilmeli, gençlerin kolayca ulaşabileceği destek hatları oluşturulmalıdır.
Rahat yaşayabilmeleri için gençlerin istihdam sorunlarını çözmek, ekonomik güvencelerini artırmak ve sosyal refahlarını sağlamak için devlet politikalar geliştirmelidir.
İşsizliğin azaltılması, burs ve destek programlarının yaygınlaştırılması, gençlerin geleceğe umutla bakmalarına yardımcı olabilir.
Sınav odaklı eğitim sistemi yerine, öğrencilerin yeteneklerine göre yönlendirildiği, yaratıcılığın ve özgüvenin desteklendiği bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.
Sonuç
Bilhassa gençler arasında artan intihar vakaları, toplumsal bir sorundur ve çok yönlü çözümler gerektirir. Hem devlet hem de toplum olarak gençlerin psikolojik ve sosyal refahını artırmaya yönelik adımlar derhal atılmalı, onların geleceğe ‘UMUTLA’ bakabilmesi için uygun ortamlar sağlanmalıdır.
Umudu yeniden inşa etmek, gençlerin hayata tutunmasını sağlamak için atılacak her adım hayati önem taşımaktadır.